Filipinler – El Nido Adası – Gezi Rehberi

Manila’dan sonraki ilk durak olan El Nido’ya nasıl geldim? Direkt feribot var ve bir de Puerto Prince a uçak ve sonrasında dolmuş var. Ben ikinci seçenek ile geldim. Uçak rötar yaptı ve dolmuş 6 saat tropikal ormanlardan dolana dolana geldi. Dolmuşlar hemen havaalanı dışında bekliyor, pazarlık etmeden binmemek lazım anında fiyat düşüyorlar, bir de sadece el nido demeyin direkt kaldığınız yeri söyleyin herkesi tek tek bıraktılar.
İlk defa tropikal bir ortam görüyorum ve her yer inanılmaz yeşil. Bizim karadenizden daha çok yeşil diyebilirim. Her yerden bitki ağaç fışkırıyor ve ortada sadece yol var. Yollar asfalt değil betondan. O yüzden baya zıplayarak gidiyoruz ama çok kırık dökük değil.

Tropikal ormandan giderken manilada hep 2. Dünya savaşı anıtları vardı insan onları düşünüyor. Bu ormanda 2 metre ötesi görünmezken yürümek nerdeyse imkansız kadar sıklıkla ağaç varken nasıl savaşmışlar. Hala bir köşeden Japon askerleri çıkacakmış gibi bir orman hissi var ama aklıma tropik Thunder filmi geliyor sonra. Yol boyunca hepimiz uyuduk çünkü orman dışında başka pek manzara yok. Arada ufak köyler tarlalar var o kadar.

El nido merkeze gelince dolmuş tek tek bizi bıraktı ama benim hosteli bilmiyormuş. Booking.com dan en ucuz 2. Hosteli (Outpost Hostel) seçmiştim puanı çok yüksekti. Yeri biraz merkezin dışındaydı ama giderim diye düşündüm ama meğerse o yer yanlışmış. Neyse tricycle sürücüsü biliyormuş ve 5 dk uzakmış sadece hostele geldim. Hostelin girişi sadece sahilden var, karadan giriş yok değişik. Temiz ve güzel bir yer bence manzarası şahane. İçeride yemek yapıyorlar. Her ülkeden insan var ama genelde gençler var. Tek gelen pek yok hatta genel olarak el nido çiftlerin tatil mekanı gibi diyebilirim.

Hostelde ilk gün 2 Alman çift ile tanıştım, sonra yan ranzalda eşi hastalanan Brezilyalı çift ile baya kanka olduk. İlaç yiyecek aldık verdik falan. Sonra 2 Türk abi kardeş, 1 Fransız kız ile konuştum. Türkler coronda dalış yapıp gelmişler, 2. Dünya savaşından kalma gemi içinde dolanmış balıklar ortam çok güzeldi dedi. Ben hiç dalış yapmadım ama onu dinleyince düşünmedim değil. Burada ve coronda dalış eğitimleri varmış. Coronda gidince bir bakayım. Buradan corona gitmek için gemi var.

El nido merkez kalabalık ama çok renkli. Her köşesi fotoğraf çekmelik. İnsanlar, evler, restoranlar, dükkanlar, eşyalar, bambudan yapılan bir sürü şey. Biraz etrafı dolaşınca dışarı doğru yürüdüm ve orman içinden, sonra ıssız bir sahil. El nido şaşırtmaya devam ediyor. İlk suya da burada girdim.

Merkeze geri döndüm ve art cafeden tur rezervasyonu yaptım. Fiyatlar genelde hep aynı ve artcafeden ben memnun kaldım. Artcafe zaten burada çok meşhur, el nidonun turizm ofisi gibi. Turlar, uçak bileti, gemi bileti ne lazımsa var. Kredi kartı geçiyor ödemede. Depozito ve doğal hayatı koruma vergisi alıyorlar az bir şey. Zamanında başlıyor tur, ilgililer ve iyiler. En önemlisi tam zamanında başlıyor tur. Bir de bence temizler, geride hiç çöp bırakmadılar. Zaten adaların hepsinde hiç çöp yok Filipinlileri takdir ettim.

İkinci gün hepimiz zehirlendik gibi bişi oldu, bekliyordum zaten. İshal kusma halsizlik. Detaya çok girmeyim. Hastaneye gidenler oldu, serum ve ilaç vermişler. Hastane ve eczane var. El Nido’da ATM, banka, kredi kartı hepsi var. Bazı sitelerde yok yazıyordu ama ne ararsan var. Sadece 1 kez elektrik gitti. WiFi var ama hiç çalışanı bulamadım. 3G daha iyi çekiyor, local hat alın daha iyi. Adalarda bile çekiyor.

El Nido Tour C
Turlara tersten kayıt yaptılar ona göre yer varmış vs. Sorun değil. İlk tura telefon vs almadım sadece gopro aldım. Oceanpack almama rağmen. O ne derseniz gelince görceksiniz kesin alın bir tane. Yanınıza telefon ve biraz para alsanız olurmuş o kadar suya düşme ihtimali yok, adalarda yüzen bakkal abiler var onlardan coconat almak için para lazım oluyor.

Ben bu tura bayıldım. Su altı delisi olarak bizi bir resife götürdüler denizin ortasında, kocaman bir alan rengarenk balık dolu. orada gopro bitti çekemedim hiç ama olsun gözlerim bayram etti. Su içinde insan ohaa der mi? der. Gözlerimi kapatınca hala o ortamı görüyorum, finding nemo filmi gibiydi. Bu arada nemo balığından bir sürü var. O beyaz makarna gibi şeyin içinde takılıyor gerçekten.

Bu tur full doluydu, 12 kişi vardık sanırım. kimlerle tanıştım? İtalyan çift, Fransız çift, manliada yaşayan çocuk, Amerikalı bir abi. İngilizce bilmiyorum diye çok üzülmemek lazım İtalyanlar benden daha kötüydü ama yinede anlaştık.

Turda, yemekler, adalar, sular, balıklar hepsi çok güzeldi. Sabah 9 da çıktık 16 da döndük. İnsan pek bişi yapmasada baya yoruluyor. Güneş fena yakıyor. Arka arkaya tur almamak lazım. Ben öyle yapmıştım değiştirdim sonradan.

El Nido Tour B

İlk turdan sonra bu sönük kaldı ama farklı güzellikleri vardı. Bir de bu sefer sadece 3 kişiydik. Bize özel tur gibiydi. Yerel dil konuşan çift pek konuşkan çıkmadı, sessiz sakin bir tur oldu. Snorkel olarak daha zayıftı ama tropikal adaları kesinlikle bu sefer daha güzeldi.

El Nido Tour A

Son olarak bu tura katıldım. Bu sefer tek değilim hostelde tanıştığım İsviçreli kızı ikna ettim o da kayıt oldu. Zaten bu turda kano var ve 2 kişilik, o yüzden iyi oldu. Bu tur en popüleri o yüzden yine tam dolu tekne. Yine her milletten insan var. Lagoon da kano kiraladık onun haricinde hep yüzdük. Kano seviyorum ileride yaşadığım yerde kesin olsun istediğim şeylerden. Su altı yine çok güzeldi ama tüm resif ölmüştü. Kahverengi renk almış hepsi ve haliyle çok az balık vardı. Finding nemo filmindeki sahneleri görüp gerçeğinin ölüsünü görünce acayip üzüldüm. Bir balık sürüsü insanlardan kaçarken ben içinde kaldım onun videosunu çektim. Sanırım en güzel videom bu oldu. En son baya yağmur da yedik. Olsun yaz yağmuru candır.

Turlar bitti, hepsinin ayrı güzelliği var bence. Teknelerle yol alırken bir king kong filmi, bir Jurassic park filmi içinde gibi oluyorum. Suyun rengi inanılmaz güzel, her durduğumuzda hadi hemen atlayalım suya diyorsun. Keşke daha çok balık olmaydı diyorum ama her yerin canına okuduğumuz için susuyorum olana şükrediyorum.

El nido nasıl bir yer? 

Bence Türkiye de Fethiye neyse burada da onun gibi bir yer. Boraçay dan sonra sanırım en çok turistlik yer burası. Çok ucuz değil yani fiyatlar nerdeyse bizim oralar gibi. Coron buranın yarı fiyatı dediler bakalım göreceğim.

Town yani merkezde herşey var. Konaklamak için merkez şart değil hatta dışarılar daha ucuz ve güzel. Ulaşım hiç sorun değil vızır vızır tricycle var. En uzak mesafe bile maks 10 tl. Benim hostel 3,5 tl gibi bir şeydi.

Güvenlik sorunu hiç görmedim. Çocuklar çok şeker, güler yüzlü hiç öyle yapışan satıcı yok. Yemek için bir sürü seçenek var. Motor kiralama çok yaygın, baya bir insan kiralamış. Ne kimlik, ne ehliyet hiç bir şey istemiyorlar. Parayı verin motoru alın.

Merkezde yapacak pek bir şey yok. Genelde yemek, alışveriş, ulaşım ve turlar için geliyorsunuz.

Hava yağmurlu olursa hiç üzülmeyin 10 dk sonra Güneş çıkabiliyor. Hatta az önce yine öyle oldu.

Yazacak daha çoook şey var ama gerisini gelin kendiniz keşfedin. Ben tek kelimeyle bayıldım, iyiki gelmişim.

Hoşçakal El Nido 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.